Karşınızda Dijital Sağlık Endeksi

6 Şubat 2023

Bugün, her Şubat ayında tüm dünyanın dijital teknolojinin daha güvenli ve sorumlu şekilde kullanılmasını teşvik etmek için bir araya geldiği Güvenli İnternet Günü (GİG). 2023'ün teması: "Birlikte Daha İyi Bir İnternet". GİG'nin 20. yıldönümünde, Z-Kuşağı'nın çevrimiçi psikolojik sağlığının bir ölçüsü olan Dijital Sağlık Endeksi'nin (DSE) açılışını yapıyoruz.

Gençler ve genç yetişkinler için (tüm platformlar ve cihazlarda) çevrimiçi olarak işlerin nasıl gittiğini anlamak ve yakın zamanda açılan Aile Merkezimize bilgi vermek için altı ülkede üç yaş demografisinde 9.000'den fazla kişiyle bir anket yaptık. 40 yıllık geçmiş öznel sağlık araştırmalarına dayanarak ve bunları çevrimiçi ortama uyarlayarak; Avustralya, Fransa, Almanya, Hindistan, İngiltere ve ABD'de yaşayan (13-17 yaşlarında) gençlerden, (18-24 yaşlarında) genç yetişkinlerden ve 13-19 yaş arası gençlerin ebeveynlerinden alınan yanıtlara dayanarak bir DSE oluşturduk. Gençlerin çeşitli çevrimiçi risklere maruz kalmaları hakkında sorular sorduk. Bu ve diğer yanıtlardan her ülke için bir DS Endeksi, altı ülke genelinde de bir birleşik puan hesapladık.

İlk DSE okuması

Altı farklı coğrafya için ilk Dijital Sağlık Endeksi, 0-100 arasında bir ölçekte ortalama 62 değerine sahip. Ülke bazında Hindistan 68 ile en yüksek DSE değerine sahip, Fransa ve Almanya'nın her ikisi de 60 ile altı ülkenin ortalama değerinin altında. Avustralya'nın DSE'si 63. Birleşik Krallık, altı ülke ortalaması ile aynı değerde, yani 62. ABD ise 64. 

Bu Endeks, beş kategoride 20 duygu ifadesinden oluşan mevcut bir sağlık teorisinin1bir varyasyonu olan PERNA modelinden yararlanıyor. Bu ifadeler: Pozitif Duygu (Positive Emotion), Bağlanma/Katılım (Engagement), İlişkiler (Relationships), Negatif duygu (Negative Emotion) ve Başarıdır (Achievement). Katılımcılardan, önceki üç ay boyunca yalnızca Snapchat değil tüm cihazlardaki ve uygulamalardaki çevrimiçi deneyimlerini dikkate alarak,220 ifadenin her birine katılma derecelerini belirtmeleri istendi. Örneğin, Bağlanma/Katılım kategorisi altındaki bir ifade şudur: “İnternette yaptığım şeye tüm dikkatimi vermiştim," ve İlişkiler altındaki bir ifade: “Çevrimiçi ilişkilerimden çok memnunum.” (DSE ifadelerinin tam bir listesi için bu bağlantıya bakın.) 

Sosyal medyanın rolü

Her bir katılımcı için 20 duygu ifadesine katılma derecelerine göre bir DSE puanı hesaplandı. Katılımcıların puanları dört DSE grubunda toplandı: Capcanlı (%10), İyi Durumda (%43), Ortalama (%40) ve Sıkıntıda (%7). (Ayrıntılar için aşağıdaki tablo ve grafiğe bakın.)

Beklendiği üzere, araştırma sosyal medyanın Z jenerasyonunun dijital esenliğinde önemli bir rol oynadığını gösterdi: Katılımcıların dörtte üçünden fazlası (%78) sosyal medyanın yaşam kaliteleri üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu söyledi. Bu inanç, Z kuşağının ergenlik çağındaki gençleri (%84) ve erkekleri (%81) arasında, genç yetişkinleri (%71) ve kadınlarına (%75) kıyasla daha güçlü çıktı. Ebeveynlerin sosyal medyanın etkisi hakkındaki görüşleri (%73), Z kuşağı genç yetişkinlerinin görüşüne daha fazla benzerdi. Capcanlı DSE kategorisinde bulunanlar, sosyal medyayı yaşamlarında olumlu bir etki olarak görürken (%95), Sıkıntıda olanlar buna daha az katılıyordu (%43). Capcanlı grubundakilerin üçte birinden fazlası (%36), “Sosyal medya olmadan yaşayamam” ifadesine katılırken, Sıkıntıda olanların sadece %18’i bu ifadeye katılıyordu. Bunun tam zıddı olan "Sosyal medya olmasa dünya daha iyi bir yer olurdu." ifadesine katılma oranları ise neredeyse tersiydi. (Capcanlı: %22'si katılıyordu, Sıkıntıda olanlar: %33 katılıyordu). 

Aile Merkezi Bilgilendirme

Ebeveynlere yönelik sorular arasında evlatlarının çevrimiçi risklere maruz kalma derecelerini ölçmeleri de yer alıyordu ve sonuçlar, ebeveynlerin evlatlarının çevrimiçi sağlığından büyük ölçüde haberdar olduğunu gösteriyordu. Aslında, çevrimiçi ve sosyal medya aktiviteleri ebeveynleri tarafından düzenli olarak kontrol edilen gençlerin dijital sağlığı daha güçlüydü ve ebeveynleri bu gençlere daha çok güveniyordu. Bunun aksine, genç çocuklarının dijital dünyada yaptıklarını düzenli olarak kontrol etmeyen ebeveynlerin, genç çocuklarının karşı karşıya olduğu riskleri büyük ölçüde (neredeyse 20 puan) hafife aldığı görüldü. Ortalama olarak, (13-19 yaşlarındaki) gençlerin %62'si çevrimiçi bir tehlikeye maruz kaldıktan sonra ebeveynlerine olan biteni anlatıyordu. Ancak sonuçlar, bu tehlikelerin seviyeleri ciddileştikçe gençlerin, ebeveynlerine durumu anlatmaya daha az meyilli olduklarını da gösterdi.

Bu ve diğer araştırmalar; ebeveynlere, bakım verenlere ve diğer güvenilen yetişkinlere, evlatlarının Snapchat'te kimlerle iletişim kurduğuna dair bilgi veren bir dizi özellik olan, Snap'in yeni Aile Merkezi'nin geliştirilmesinde bilgi sağlamakta kullanıldı. Ekim 2022'de dünya çapında kullanıma sunulan Aile Merkezi, ebeveynlerin evlatlarının arkadaş listelerini ve son yedi günde kimlerle iletişim kurduklarını görmesine olanak tanırken, bu mesajların içeriğini ifşa etmeyerek gençlerin kişisel bilgilerinin gizliliğini ve otonomilerini (bağımsızlıklarını) korumaktadır. Aile Merkezi aynı zamanda bu denetlemeleri yapan yetişkinleri, endişelendikleri hesapları bildirmeye çağırıyor. Yeni Aile Merkezi özellikleri yakında geliyor. 

Temelde Aile Merkezi, gençler ve ebeveynleri, bakım verenleri ve diğer güvenilen yetişkinler arasında çevrimiçi olarak güvende kalma ve dijital sağlığı koruma konusunda anlamlı sohbetler başlatmak için tasarlandı. Bu konuşmaları yapmak için Güvenli İnternet Gününden daha iyi bir zaman olamaz! 

Jacqueline Beauchere, Platform Güvenliği Genel Başkanı

Dijital Sağlık üzerine araştırmamız; Z Kuşağının çevrimiçi risklere maruz kalması, özellikle ebeveynleri ile olan ilişkileri ve önceki aylarda yaptıkları faaliyetlere dair düşündükleri hakkında bulgular sundu. Bu araştırmadan, tek bir blog yazısında paylaş bildiklerimizden çok daha fazla şey öğrendik. Dijital Sağlık Endeksi ve araştırması hakkında daha fazla bilgi için web sitemize, ayrıca bu açıklama metnine, bazı önemli araştırma bulgularına, araştırmanın tam sonuçlarına ve altı ülkenin (Avustralya, Fransa, Almanya, Hindistan, Birleşik Krallık ve ABD) infografiklerine bakabilirsiniz.

Haberlere dön

1 Mevcut araştırma teorisi, PERMA modelidir ve şu şekilde kategorilere ayrılır: Pozitif Duygu (Positive Emotion) (P), Katılım/Bağlanma (Engagement) (E), İlişkiler (Relationships) (R), Anlam (Meaning) (M) ve Başarı (Achievement) (A).

2 Çalışma 22 Nisan 2022 - 10 Mayıs 2022 tarihleri arasında gerçekleştirildi.